Londra alışveriş önerileri yazısı yazmasam olmazdı. Gezmelere doyamadığım Londra’yı artık yazılarıma sığdıramaz oldum (Londra ile ilgili diğer yazılarım için: tık ve tık)! Bu yazıyla, son gidişimde gezdiğim ikinci el pazarlarını toplayıp bir yazıya dönüştürdüm. İlginizi çekmeyebilir, “ay ben ikinci el eşyadan çekinirim” diyebilirsiniz ki bu sizin hakkınız, bir şans verin yazıma derim. En kötü 3 dakikanızı vermiş olursunuz, işyerine erişmeye çalışırken asansörü bile daha uzun bekliyoruz ey beyaz yakalılar, emek var burda emek!

Londra Alışveriş Önerileri Maratonunda İkinci El Denince : Brick Lane

Londra’nın gezilip görülesi bir çok yeri vardır, fakat genelde o listelerde olmayan, benim gibi ikinci el kıyafet seven insanların dikkatini hemencecik çekebilecek, görmenizi şiddetle tavsiye edeceğim bir cadde. Kaderini Karaköy’e benzettiğim bu güzel sokakta aradığınız herşeyi bulmanız mümkün.

Londra alışveriş önerileri yazımda en sevdiğim yerlerden. pahalı markaların ikinci el eşyaları, Pazar günü kurulan tatlı pazarını, hediyelik değerli eşyalarını herşeyini sevdim buranın. Bunların yanında, kurulan pazarda bir çok milletten insanların stand açtığını söylemeliyim. Tek rahatsız eden şey, fazla baharatlı yemeklerin bir süre sonra etraftaki birçok kokuyu bastırması ve rahatsız etmesiydi. Kaldı ki yalnızca bu pazarda dolanmanıza gerek yok, sokak başlı başına pazar!

Dünya’nın En Büyük Antika Pazarı : Portobello Road Market

İngiltere’ye insanlığın ayak basmasının 800.000 yıl öncesine dayandığını hepimiz biliyoruzdur heralde (Tamam,tamam okuyun). Bu kadar zamandır yaşanan, ordan burdan malzeme toplamasıyla ünlü (Britanya Müzesi) bu ülkenin dünyanın en büyük antika pazarını barındırması şaşırtmadı doğrusu. Yürümeyi de antikayı da seven ben bile tüm pazarı dolaşamadım. Haftanın 6 günü açık (Pazar günleri kapalı) fakat tahmin edersiniz ki Cumartesi günleri bir başka güzel oluyor. Portobello Road Market, tüm gününüzü geçirebileceğiniz, pazarlık yapmaya da çok uygun, ikinci el kitaptan kıyafete saatten yemek takımına bir sürü malzemeyi bulabileceğiniz, gözünüzün alabildiğine uzanan bir pazar. Yalnızca geçici yerlerden oluşmuyor, asıl olanı dükkanlarının da olması zaten.

Londra alışveriş ile ilgileniyorsanız ve antika pazarına ulaşmak istiyorsanız geçeceğiniz semt Notting Hill. Notting Hill filmini izlediyseniz, benim gibi genel olarak beğenmeseniz dahi semtin yollarına, Hugh Grant beyfendinin kitapçısına hayran kalabilirsiniz. Beğenmedim dediysem o kadar da değil, şu laf da şurada dursun, unutursak kalbimiz kurusun : “the fame thing isn’t really real you know,.. don’t forget, i’m also just a girl, standing in front of a boy, asking him.. to love her “.

Londra’nın herşeyi mi güzel olur demeyin, kalbinizi kırarım. Düşündükçe mutlu olduğum ve korona belası bitince kendimi direkt atmak için gün saydığım güzelim ülke.